ADA SAHİLLERİNDE BEKLİYORUM

Şadiye Sultan

Bu şarkı ile ilgili pek çok hikaye anlatılır. En çok bilinen iki hikayesi vardır:

İlk hikayeye göre Şadiye konakta büyümüş  zengin bir ailenin kızıdır. Suat ise fakir bir gençtir. Kader ikisini bir yaz Ada’da buluşturur ve birbirlerine âşık olurlar. Fakat Şadiye'nin babası, kızını Suat'e vermek istemez. Kış geldiğinde Şadiye ve ailesi Ada’dan ayrılır. Suat ise Ada’da kalır ve sahilde hep Şadiye’nin ona geleceği günü bekler.

Bu arada genç aşıklar mektuplarla haberleşmeye devam ederler. Fırtınalı bir akşam Suat bu özleme dayanamaz ve kendini denizin azgın sularına bırakır. Ertesi sabah, fırtına nedeni ile gelemeyen tekneden Suat’a bir mektup gelir, bu Şadiye’nin mektubudur. Mektupta Şadiye:

 

“Suat, babamı nihayet evlenmemize ikna ettim, gelip beni ailemden isteyebilirsiniz.” yazıyordur.

İkinci hikaye ise saraylı alakalıdır; Sultan Abdülhamit’in himayesinde çalışan, sadrazamlık ve kâtiplik arasında gidip gelen Sait Paşa’nın Batılı eğitim almış oğlu Ali Namık,  Sultan'ın kızı Şadiye Sultan’ı ister, bu talebini dile getirir ve olumlu cevap alır. Nişanlılık faslı hallolur ama Ali Namık evlenmekte acele edince araları bozulur. Kısa bir süre sonra bu türkü dolaşmaya başlar dillerde… Türkünün Ali Namık tarafından söylendiği padişahın kulağına gidince bir daha görüşmeleri tümüyle yasaklanır. Bunun yanısıra Sultan Abdülhamit'in tahttan indirilmesinden dolayı Sait Paşa'nın eski padişahın aleyhine dönmesi sonucu nişan bozulur.

Sultan Abdülhamit'in tahttan indirilip Selanik'e gönderilmesi sonrasında Enver Paşa kendisini, V. Mehmet Reşad'tan ister ancak Şadiye Sultan, babasını tahttan indiren grubun içerisinde olduğu için Enver Paşa'yı reddeder. 1910 tarihinde kendi isteği ile Duyun_ı Umumiye'de başmüdür Galibpaşazade Mustafa Fevzi Bey'in oğlu Fahir Bey ile evlenir. Bir kızı olur.

II. Abdülhamit Han ve Şadiye Sultan

 1924'te Hanedan'ın yurt dışına sürgün edilmesiyle birlikte kızıyla birlikte Paris'e gider. 1931'de Paris'te eski büyükelçi Reşad Halis Bey ile evlenir. 1944 te eşini kaybeden Şadiye Sultan üç beş kuruş emekli maaşı ile ve de kimseden yardım kabul etmeyerek  hayatına New York'ta devam eder.  

Bütün kış parasını kuruş kuruş biriktirir ve her yaz bir aylığına İstanbul'a  tatile gelir. İçinde saraylı hanımların kıyafetleri olan sandığı ile birlikte Tarabya Oteli'ne yerleşir. Her gün saat beşte, o muhteşem kıyafetlerini giyer, otelin yol kenarı terasına iner ve denize bakarak çayını içer. Hayatının en büyük mutluluğu yılda bir ay o beş çayları olur. 1953'te yurda dönüş yapar ve 1977 yılında 90 yaşında hayata veda eder.

Makam  : Hicaz

Bestekar: Anonim(Bununla birlikte iki kişiye de mal edilmiştir: Musullu                     Hafız Şaşı Osman Efendi ve Yesari Asım Arsoy)

Güftekar: Anonim

Usül      : Sofyan 

Ada sahillerinde bekliyorum

Her zaman yollarını gözlüyorum

Yârim seni seviyor istiyorum

Beni şâd et Şadiye’m başın için

…

Nerede o mis gibi leylaklar

Sararıp solmak üzre yapraklar

Bana mesken olunca topraklar

Beni şâd et Şadiye’m başın için

...

Her zaman sen yalancı ben kani
Her zaman orta yerde bir mani
Her zaman sen uzakta ben müştak
Her telakkide bir hayalin var
...
Adalar'dan Moda'lara geçilir
Yar elinden zehir olsa içilir
Bu dünyada başa gelen çekilir
Beni şad et Şadiye'm başın için
...
Nerede o mis gibi leylaklar
Sararıp solmak üzre yapraklar
Bana mesken olunca topraklar
Beni yad et Şadiye'm başın için

Musullu Hafız Osman Efendi

A Nazlı

                                                   

KAYNAKÇA:

https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eadiye_Sultan

https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/1596465-abdulhamidin-82-yasinda-evsiz-ve-parasiz-kalan-hanimi-devletten-bir-

evde-bekcilik-etme-izni-istiyor

http://overteam.com/wp-content/uploads/2019/10/Ada_sahilleri.pdf

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/uluc/2013/01/27/sadiye-halanin-sarayi